Kahramanmaraş olayları..
111 insan öldü, 841 ev ve işyeri yakıldı..
31 yıl oldu ama gazete başlığındaki soru, gerçek cevabını bulamadı..
Ortada bir gerçek var; bunun adı katliam.. Ölenleri yad ediyorum..
Alevi-Sünni görünümlü sağ-sol çatışmasıydı karşıdan bakınca..
Karşıdan bakınca ama, kimin gözlüğünden bakınca? İşte burası muamma..
Bir gözlükten bakmamaya çalışacağım..
Herşeyden önce şu bilinsin, bu olay çok önemliydi..
O dünleri yaşamayan bizleri çok ilgilendirmeli..
Zira bu olay, bizi, bugünümüzü 20 sene geriye götüren 12 Eylül darbesinin tetikçisiydi!
Ve sonra gün gelecek, CIA Türkiye temsilcisi Richard Perle "our boys did it" diyecekti..
Ve biz, o gün 20 sene gerileyecektik!
İnsanlar vardı, cahildi.. Ve insanlar vardı, kumandaya hükmeden..
Bir danone reklam repliğini çok sık kullanırım objektif takıldığım zamanlarda;
"kimine göre süt, kimine göre çikolata"
Soldakine göre sağ cenahtı bu olayların müsebbibi, sağdakine göre sol..
Ortanın berisindeki, "dış güçler" dedi.. Ortanın ötesindeki "iç güçler"..
İpuçları var, ama bir Sherlock çıkaramadık milletçe aramızdan..
Oraya tekbir nidalarıyla giden sağ cenah da vardı..
Oraya olayı araştırmak için giden dönemin Chp'li içişleri bakanı da vardı..
Daha sonra bu bakan araştırmaları sonunda "Olayı sol örgüt yapmış" dedi..
Sol cenah ayağa kalktı: "Bu bakan, Ajan!"
Sonra o bakan görevden alındı Chp hükümeti tarafından..
Yerine bir başka bakan görevlendirildi.. O da araştırmalar yaptı; "Sağ örgüt yapmış"
Sol cenah rahatladı: "Bu bakan, Ajan değil!"
Sağ cenah ayağa kalktı: "Sol izleri yok edip, sağı suçlu konumuna getirdi bu bakan!"
Sol kükredi: "Bu emperyalist faşistler Amerika'nın oyuncağı"
Sağ durur mu: "Bu dinsiz komünistler Moskof uşağı!"
Bir aklıselim yokmuş o zamanlar.. Bir Sherlock çıkaramamış bu millet arasından..
Hoş Sherlock çıksa ne değişirmiş ki? Benim ki de laf işte!
Sherlock ipuçlarını toplayıp, araştırıp suçluyu bulsa;
"Sol yaptı" dese; sol cenah "Bu kokainmandan dedektif mi olurmuş" diyecekti..
"Sağ yaptı" dese; sağ cenah "Bu kemancıdan dedektif mi olurmuş" diyecekti..
Ortanın ortası yok, dilin kemiği yok.. Herkes hâla bir şey söylüyor..
Ama yine ortada buluşulamıyor.. Hâla kavga, hâla geçmişin intikamı ağır basıyor..
Bu öyle bir dava ki, herkes "kullanıldık" diyor, bunu kabul ediyor sonra bir "ama" patlatıyor ortaya..
Herkes sütten çıkmış daha ak kaşık, herkes diğerine göre biraz daha temiz, herkes daha "az kullanılmış"
Şimdi bu postu okuyan sağcı da çınlatacak kulaklarımı, solcu da..
Hadi len! Yürü git!
Maraş, Maraş'ta derler oy aman aman..
Bu nasıl Maraş, bu nasıl Maraş?
Al kızıl kan içinde can veren kardaş..
Kardaş kalk gidelim, yoldaş kal gidelim..
Bizim iller kırçıllıdır, geçilmez yollar..
Yağmur, çamur kurusunda gidelim, burdan gidelim..
Ufak taş ile bina yapılmaz, bir benim ölmemle Maraş yıkılmaz..
Valla bir ben ölmeyinen kardaş Maraş yıkılmaz!
Yollar çamur, kurusunda gidelim..
Lale, sümbül büyüsünde gidelim..
Kardaş kalk gidelim..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder